!!!!İclal Aydın bir dönem beraber olduğu Tuna Kiremitçi'ye
> >inanılmaz güzel bir yazi yazmış. İclal Aydın'dan...Tuna >Kiremitçiye......
> >Kulağımın içi kaşınıyor. Felaket. Önce azar azar >başlıyor kaşıntı,
> >geceleri. Sonra artıyor. Kaşımak da bir zor ki >kulağın içini. Bir türlü
> >geçmiyor. "Ne yapsam acaba?" diyorum. >Günler geçtikçe daha da artıyor.
> >Doktora gitmeye karar veriyorum. >Arkadaşlarıma soruyorum "Tanıdığınız iyi
> >bir kulak burun boğazcı >var mı?" diye. "N'oldu ki?" diye soruyor
> >arkadaşlarım. "Kaşınıyor >kulağım" diyorum. "Uyuyamıyorum geceleri, kulak
> >kaşınmasından!" >Bir doktorun adını söylüyor bir tanesi. "Çok iyi
> >doktordur" diyor. >"Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini
> >iyileştirir." >Gidiyorum doktora. Gözlüklü, şirin bir amca. Elinde bir
> >büyüteç, >kulağıma bakıyor. Şaşırıyorum önce. "İçinde kaşıntı var" diyorum.
> > >"Öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki?" "Yok" diyor, "Ben çoktan >anladım
> >ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıyorum." >"Nedir?" diyorum
> >doktora. "Eski sözler kaçmış kulağınıza" diyor. >"Nasıl yani?" diyorum.
> >"Kimin sözleri?" "Bakacağız" diyor. Sonra >bir alet çantasından kocaman,
> >ucu ince, cımbıza benzer bir alet >çıkarıyor. "Yan durun. Kıpırdamayın"
> >diyor bana. Biraz irkiliyorum. >"Eski sözler" diyorum, "Ha?" Cımbızın ucu
> >kulağıma giriyor, canımı >acıtmıyor nedense. "Bir erkek sesi bu" diyor.
> >Sanki bir uğultu >duyuyorum. Cımbızı çıkarıyor kulağımdan. "Yalan kaçmış
> >kulağınıza!" >diyor doktor. Yalana bakıyorum. Küçücük bir şey gibi
> >gözüküyor. >"Vay be! Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan
> > >peki?"diyorum. "Durun, bekleyin" diyor doktor. "Dikkatli olmamız >lazım.
> >Tekrar kulağınızakaçabilir. Önce şu deney tüpünün içine >koyalım. Sonra
> >serbest bırakırız." Yalanı tüpün içine koyuyor. >Kapağını da kapıyor tüpün.
> >Serbest kalıyor yalan. "Seni seviyorum" >diye cılız bir ses geliyor tüpün
> >içinden. "Yalanmış ha?" diyorum. >Kulağım bile anlamış, kalbim hálá
> >anlamıyor ...