Lalesi yanağının geçmişe götürür beni
Gülden tatlı kokan dudağın
Ellerine yağmur değse
Şiir olur her damlası
Bana beni anlatmalı gözlerin
Gözlerinin mehtabında kaybolmalıyım
Yıldız kayar gibi bakışlarındaki ışıktan
Yüreğinden yüreğime inmeli
Kalbim kalbine yürümeli
Enkaz yığını gelgitlerin aklımda
Gül dalı omzuna konmalı kuşlar
Gelincik kadar narinken tenin
Bu masal seni anlatırken
Uykuya dalmalı hayalin
Düş ayazlarında
Yorgan olurken gecelere
Endamını düşleyerek
Isınır bu yürek
Aşka kanat çırpan kirpiklerin
Cennetin adı olur kaşlarına dokunurken
Güller bu kadar mı sana benzer sen gülerken
Buz tutan zaman dile gelir
Saçlarının perçeminde melek yüzün
Güz yaprağını andırır
Saçlarından düşen bir tel
Bir ömre bedel
Resmini çizerken rengi değişir denizin
Güzelliğine dayanamaz
Ne İstanbul ne başka şehir
Sevdan bir deniz
Ben ona dökülen bir nehir
Ayrılık kanlı bir mızrak
Sensizlik en acı zehir